İftira | Konular | Kitaplar

Babalar ve oğullar

Biliyoruz suçlar şahsidir... Evlatların günahından babalar sorumlu değiller(mi?).. Acaba?
Saldım çayıra, Mevlam kayıra mantığı ile evladını kontrol etmeyen, yaptığı gayri ahlaki hareketlere kılıf bulmaya çalışan her baba elbet sorumluluk altındadır...
BAYRAMINIZ BAYRAM OLA!..
Bu bayram gününde iki baba ve iki evlattan söz edeceğim...
1- Müteveffa Turan Dursun...
Dini eğitim almış, müftülük yapmış, hem de dindar bir babanın evladı...
Bir süre TRT teşkilatında da çalışan Turan Dursun, ne vakit ki İşçi Partisi Başkanı Doğu Perinçek'in dümen suyuna girmiş, işte o zaman tam anlamıyla İslâmi yoldan çıkarak, azılı bir İslâm ve İslâm Peygamberi düşmanı olmuştu...
Perinçek'in Aydınlık dergisinde veya diğer isimlerle yayınlanan yayın organlarında Peygamber Hz. Muhammed'e, Kur'an'a, değme kâfirin yapamayacağı şekilde yazılı saldırılar yapıyordu...
"Din bu..."
"Kulleteyn..."
Ve daha başka inkâr, hakaret ihtiva eden yazıları, kitabları, Turan Dursun ismi iğrenç bir şekilde reklam ediliyordu malum yayın organlarında...
Ben o zamanlarda YENİ HAFTA gazetesinde yazılar yazıyordum... Bir gün gazeteden fotoğraf çeken arkadaşı da alarak, Sincan'da ikamet ettiğini öğrendiğim T. Dursun'un babasını görmeye, kendisiyle röportaj yapmaya gittim...
Emekli imamdı... Bilahere vefat ettiğini öğrendim... Allah rahmet etsin...
Oğlunun adını söyleyince gözleri doldu ve "Ben o kâfiri evlatlıktan reddettim... Çünkü günümüzün Ebu Cehil'idir" demişti...
Fotoğraflı 3 sayfa bir röportaj yaptım rahmetli ile...
T. Dursun beni aradı ve bu meseleye babasını karıştırmamın doğru olmadığını söyledi... Ben de cevaben: “Yalanı-yanlışı varsa mahkemeye ver" demiştim...
"Olur mu yahu...
İnsan kendi babasını mahkemeye verir mi" diyerek, güya meşru bir mazeret bulmak istiyordu.
Telefonla yaptığımız bu muhaverede kendisine aynen şunları söyledim:
Sen Yaratan Allah'ı, İslâm'ın Peygamberi'ni, Kur'an'ı inkâr eden, inkârla kalmayan, ağır hakaret ve iftiralarda bulunan bir insansın, baba kim oluyor?
"Babam" diye sahip çıkmak istediğin mübarek zat seni evlatlığa kabul etmiyor... Sen hangi hakla ona baba demektesin?
Bocaladı, kem-küm etti ve "Çok konuştuk, telefon faturası bu sefer yüklü gelecek, sözü bitirelim" dediğinde, sormuştum:
"Ayıp yahu!..
Sen Doğu Perinçek gibi tanınmış bir adamın yazarısın... Parasızlıktan şikâyete hakkın yoktur" dediğimde "Bana kimsenin para verdiği yok" cevabıyla karşılaştım...
Dedim ki:
O zaman sen tamamiyle beyinsizmişsin... Emredilen veya istenilen şekilde sipariş yazılar yazacaksın, kitablar bastıracaksın, amma hiçbir menfaatın olmayacak... Sen dinsizliği rezil ediyorsun haberin yok, kendini rezil ediyorsun yine haberin yok... Git ak sakallı babanın elini öp, huzurunda yeniden Kelime-i Şehadet getir, belki seni affeder...
Hayır, gidemem dedi...
Niçin, diye sorduğumda:
"Ben babamla yollarımı yıllar önce ayırmıştım... Tekrar birleşmemiz imkânsız" cevabını verdi...
BAYRAMLAR BAYRAM OLSUN EY MÜSLÜMANLAR...
Konuşmayı bu minval bitirdik...
Aradan 3 ay mı, 6 ay mı geçti pek bilmiyorum, Turan Dursun kimliği bilinmeyen birisi tarafından öldürüldü...
Doğu Perinçek o günden sonra Turan Dursun hakkında methedici bir yazı yazmadığı gibi, sanki öyle birisiyle tanışmamıştı...
BAYRAMLAR BAYRAM OLA...
Bu serinin ikincisini inşallah yarın yazacağım... Babası müftü deniliyor, kendisi küfri bir saldırgan... Görelim kalemden ne çıkacak...
BAYRAMINIZ BAYRAM OLSUN SEVGİLİ OKUYUCULAR...
Yaza dönsün kışınız, bayramlar bayram olsun
Dert görmesin başınız, bayramlar bayram olsun
Otlar/dikenler dolsun Nemrut'ların çanına
Kolay gelsin işiniz, bayramlar bayram olsun.

abdurrahim karakoç
2008